Bebeğe Hastalığın Bulaşması
Annenin bedenindeki bakteri ya da virüslerin, bebeği de etkileyeceği temel bir varsayımdır.Bu maddeler, anne kanından plasentaya oradan da bebeğe geçerler. Ancak, yerel dokuları ilgilendiren idrar yolu enfeksiyonu, zatürre gibi bazı mikroplu hastalıklarda mikroorganizmalar organlara yerleşip kalırlar. Embriyonun ya da bebeğin zarar görmesi çeşitli etkenlere bağlıdır:
Annenin Vücut Sıcaklığı ; Eğer annenin ateşi 39°'yi geçer ve birkaç gün bu durumda kalacak olursa fazla yüksek ateş dölyatağına ve dölüte de aktarılır;gebelik için hiç de elverişli olmayan bir ortam oluşturarak düşüğe yol açar.
Hastalığa Yakalanma Dönemi ; Çeşitli organların oluşup geliştiği ilk üç ay, dölütün en duyarlı olduğu dönemdir. Öndölütün yakalandığı hastalık, yaşamasına olanak vermiyorsa , düşük olur. Hastalık o kadar ağır değilse gebelik sürer; ancak bebek, az çok ciddi organik bozukluklarla doğar. Dölütün uğradığı zarar, bulaşıcı hastalığın, gebeliğin kaçıncı haftasında başladığına bağlıdır. İkinci üç aylık dönemde mikroplu hastalıklar, dölütü genellikle etkilememekle birlikte doğum sırasında tehlikelere yol açabilirler: Bebeğin, hastalık sürerken doğduğu durumlarda bağışıklık düzeneklerinden yoksun olmasından ileri gelen, son derece ağır hastalık belirtileri görülebilir.
Tedavide Kullanılan İlaçlar ; Hemen hepsi plasentaya geçer ve dölütü etki altına alır.
Gebelikte Sık Rastlanan Bulaşıcı Hastalıklar
Gebelikte en sık rastlanan rahatsızlıklar, hiç kuşkusuz, soğuk algınlığı, grip ve idrar yolları hastalıklarıdır; ama bunların dölüte zarar verdiği kanıtlanmamıştır.
Kızamıkçık Hastalığı
Kızamıkçık, döküntülü hastalıklar grubundadır. Belirtileri ; hafif ateş, ciltte, özellikle de yüzde ve boyunda pembe kabarcık biçiminde döküntüler ve boynun yanlarındaki lenf bezlerinin şişmesidir. Hastalığın belirtileri küçük çocuklarda açık seçik görülmekle birlikte, erişkinlerde genellikle göze çarpmayabilir.
Bir kez hastalığa yakalanınca, vücudu mikroplu hastalıklara karşı koruyan hücreler, "antikor" denilen birtakım maddeler çıkarırlar. Antikorlar, kızamıkçık virüsüne saldırarak onu etkisiz kılarlar. Bu tür antikorlar kanda sürekli kalırlar ve aynı virüs bir daha bulaştığında onu çabucak yok edip hastalığın ortaya çıkmasını önlerler. Böyle bir durumda birey hastalığa karşı "bağışıklık" kazanmıştır.
Kızamıkçık İçin Kolay Yakalanma Koşulları ;
Bir grup kadın kızamıkçığa yakalanmaya ötekilere oranla, koşullar gereği çok daha yatkındır. Bunlar yuvaya ya da okula giden çocukları olan ya da öğretmen, bakıcı, hekim, hemşire gibi çocuklarla ilgili işlerde çalışan kadınlardır. Kızamıkçığa yakalanan kişi, daha behirtiler ortaya çıkmadan hastalığı bir başkasına bulaştırabilir. Bu da korunmayı oldukça zorlaştırmaktadır.
Kızamıkçığın Bebeğe Verdiği Zararlar ; Dölütteki bozukluklar, gebeliğin hangi döneminde hastalığa yakalanıldığıyla ilgilidir. Kızamıkçığa gebeliğin 4. haftasıyla, 16. haftası arasında yakalanmak son derece tehlikelidir; hastalık bu dönem aşıldıktan sonra ortaya çıkarsa, dölütte bozuk oluşumlar görülmesi, hemen hemen söz konusu değildir.
Hastalık gebeliğin 4. haftasında görüldüğünde, işitme duyusu kaybı, 6. haftasında görüldüğünde gözlerde, özellikle saydam tabakada bozukluklar ortaya çıkar. Ayrıca katarakt, körlük ya da daha seyrek rastlanan başka bozukluklar da görülebilir. 6. haftayla 8. hafta arasındaki dönemde ise, kalp rahatsızlıkları devreye girer. En önemli bozukluklar sinir sistemiyle ilgili bozukluklardır ve bu sistemin gelişmesini aksatarak çocukta fiziksel ve ruhsal gelişme noksanlıklarına neden olurlar.
Hastalık Nasıl Anlaşılır ? ; Deride pembe lekelerin görülmesi ve lenf bezlerinin şişmesi, kızamıkçık tanısının kesinlik kazanmasına yeterlidir. Ancak, hastalık erişkinlerde genellikle belirtisiz seyreder ve ancak bir rastlantıyla anlaşılır. Bu hastalığa yakalandığınızdan kuşku duyuyorsanız, hemen kandaki antikorların düzeyini saptayan bir test yaptırmalısınız.
Kızamıkçıktan Korunma ; Hastalığa yakalanma olasılığı yüksekse, eldeki tek olanak, anneye hazır antikorlar verilmesidir. Hastalık başlamışsa, çocuğun büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bulunduğu ve sakat doğabileceğinin anneye bildirilmesi zorunludur. Kadın, gebeliğinin sürmesini istemiyorsa, gebelik sona erdirilir.
Ancak, hastalığın gebelik sırasında ortaya çıkmasından doğacak sorunları önlemek için, gebeliğin başlamasından önce hastalığa karşı bağışıklığın bulunup bulunmadığının kesinlikle açıklığa kavuşturulması gerekir. Bağışıklık yoksa, kadının Kızamıkçık aşısı yaptırması gerekir ( aşıyı izleyen üç ay içinde gebe kalınmamalıdır). Kızamıkçık aşısı 15 aylık iken bebeklikte ve 5-6 veya 10-12 yaşına doğru hatırlatma dozu (rapel) şeklinde uygulanmaktadır. Özellikle bebekliklerinde Kızamıkçık aşısı yapılmış olan tüm kız çocuklarının mutlaka rapel ozunu en geç 12 yaşında yaptırması gereklidir. ABD'nin Kaliforniya Eyaleti'nde evlenebilmek için, kızamıkçık bağışıklığı bulunduğunu gösteren bir belge zorunludur.
Toksoplazmozis Hastalığı
Toksoplazmozis, tek hücrelilerin (protozoa) yol açtığı bir hastalıktır. Yetişkinlerdeki kızamıkçık gibi geçici belirtileri yorgunluk ve lenf bezlerinin şişmesine yol açar.
Nüfusun % 50'sinin hastalığa tutulduğu, kırsal bölgelerde daha sık görüldüğü bilinmektedir. Hastalık, çiğ ya da az pişmiş etlerin yenmesi ya da kedi pisliğinin bulaşmasıyla insana geçer. Yani, hastalığa yakalanmış olan hayvanın eti ve dışkısı ile bulaşır. Gebeliğin herhangi bir döneminde bulaşması mümkündür.
Neden Olduğu Bozukluklar ; Özellikle görme organlarında ve beyinde bozukluklara yol açar; beyinde sıvı birikmesine (hidrosefali) ve kireçlenmeye (kalsifikasyon) yol açar. Bebeğin doğduktan sonra yaşama olasılığı çok azdır. Böyle bir durumda da tanı yalnızca antikor düzeyinin saptanmasına dayanılarak konulabilir.
Tedavi ; Toksoplazmaya karşı 15'er günlük dönemler halinde özgün antibiyotiklerle birkaç tedavi türü uygulanır. İyileşinceye kadar birkaç ay beklemek gerekir. Sinir sistemindeki zararın boyutlarını, doğumdan önce belirlemek olanaksızdır. Kadının daha önceden bağışıklığı yoksa, gebelik sırasında aşılanmasına olanak yoktur. Bu yüzden kadınların bu hastalığı bulaştırma olasılığı olan evcil hayvanlardan uzak durmaları gerekir.
Frengi (Sifilis) Hastalığı
Dölüt için, frenginin erken tanısı çok önemlidir: bu yüzden ilk jinekolojik muayeneden sonra istenecek tahlillerden biri de kandaki frengiye karşı oluşmuş antikorları saptayan Wassermann Tepkimesi Testidir. Yetişkinlerde frengi hastalığı kendini değişik yerlerde belli eder. Frengi, ciltte yüzeysel ülserlere, iç organlardaki son derece ağır bozukluklara kaar pek çok bozukluğa neden olur. Gebe kadında frenginin dölüte bulaşması gebeliğin dördüncü ayından sonra olur. Hastalık önceden saptanırsa, yüksek dozda penisilin kürleri ile frenginin dölüte bulaşmadan tedavisi mümkündür. Frengi gebeliğin dördüncü ayından sonra fark edilirse, dölüt ya anne karnında ölür ya da birtakım deri, kemik ve böbrek bozuklukları ile doğar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder