Bu düşüklerin çoğu hem hekim, hem de kadın tarafından basit adet gecikmeleri olarak yorumlanır. İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre doğrudan doğruya döllenmiş yumurta hücrelerinin ( zigot ) %75'i dölyatağı içinde iki ay bile yaşayamadan atılırlar. Kromozom ya da gen olağandışılıkları=anomali taşıyan zigotlar, dölyatağı içindeki yaşamla uyuşmadıklarından elenirler.
Bu olay, doğanın yaşamla uyuşamayacak anomaliler taşıyan öndölütlere karşı gerçek bir savunmasıdır. Düşüğe neden olan anomalileri, hastalıkları ya da kalıtsal etkenleri saf dışı etmek için gerekli kontrolleri yaptırmak yeterlidir. Düşük ikinci kez tekrarlarsa , üçüncü bir gebeliğin de düşükle sonuçlanma olasılığı %35'e çıkar. Düşüğün nedenini saptamak ve tedavi etmek, hekimin görevidir. Ama, düşüklerin %20'sinin nedeni bilinmemektedir. Daha önce yapılmamışsa, hasta, dikkatle muayene edilmeli ve olası rahatsızlıkları değerlendirilmelidir.
Ayrıca, kromozom ya da gen kusurlarından kuşkulanılıyorsa, kalıtsal hastalıkların araştırılması için çiftin ailelerine bakılır. Bundan başka, düşüğün özellikleri ve hangi dönemde olduğu da önemlidir. Bu incelemeler belli yönde geliştikten sonra, kadında düşüğe neden olan etkenleri tanımak ve böylece tedavi yöntemini söylemek için, ikinci aşamada bazı testler yapmak gerekir. Bu testlerin çoğu, kısırlık için yapılanlar gibidir.
Tanı ve tedavide başarı yüzdesi değişebilir. Dölyatağı bozukoluşumları gibi bazı hastalıklarda, istatistiklere göre tedavide başarı %70'i aşar. Bu oran iki ya da daha fazla düşük geçiren çiftler için çok umut vericidir. Birbiri ardına sebepsiz ve kendiliğinden üç düşük olmuşsa, "Tekrarlayan düşük"ten söz edilir.
Tekrarlayan düşüklerin nedenleri :
- Dölyatağının şekil bozuklukları
- Dölyatağı boynu ağzının yetersizliği sonucu zamanından önce açılması
- Kadının hormonal dengesindeki bozukluklar (progesteron yetersizliği gibi ).
Bu nedenler tek başlarına etkili olabildikleri gibi, birkaçı bir arada da bulunabilir. Yineleyen düşükten şikayetçi olan bir kadında hangi etkenin ağır bastığı saptanmalıdır. Tedavi buna göre ya hormonlarla ya da serklaj adı verilen dölyatağı boynuna bir halka geçirerek yapılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder