Gerçek olduğunu biliyordum. Çocukluğumuzda Süperman’i heyecanla seyrederdik. Hatırlarsanız, Süperman’in güç toplamak için gittiği dev kristalli bir mağarası vardı. Çizgi roman kahramanı Süpermen’in mağarası, hikayeye göre yok olan Kripton gezegeninin küçük bir prototipiydi ve Kuzey Kutbu’nda bulunuyordu. Bu mağarada bulunan kristaller Kripton gezegeninde kullanılan teknolojinin temel taşı idi ve içinde evrende bilinen tüm uygarlıklara ait bilgileri barındırıyordu…
Meksika’daki Chihuahuan Çölü’nde 1985 yılında keşfedilen ‘Kristal Mağarası’ çizgi roman kahramanı Süpermen’in mağarasına olan benzerliği ile şaşırtıyormuş. Naica Dağı’nın 300 metre altında yeralan ‘Kristal Mağarası’, dünyanın en büyük doğal kristallerine ev sahipliği yapıyor.
İki madenci kardeşin bir gümüş madenine yeni bir tünel açma çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan mağarada boyları 12 metreyi, ağırlıkları ise 55 tonu bulan boyutlarda kristaller bulunuyor.
Sıcaklığın 58 dereceyi, nem oranının ise yüzde 90′ı aştığı mağaradaki kristallerin, 600 bin yıl önce, mağaranın 2.5 kilometre altındaki magma tabakasının soğumaya başlamasıyla oluştuğu tahmin ediliyor.
Özel kıyafetler ve solunum tüpleriyle girilebilen mağaranın girişi, olası hırsızlıkları engellemek için dev bir çelik kapıyla kapatılıyor.
Mega Kristaller Nasıl Oluştu?
25 milyon yıl önce:
Yerkabuğundaki hareketlilik magmayı yüzeye itiyor. Magmadan türeyen mineral zengini sıvı sokulumları zamanla, önce maden cevheri kütleleri, daha sonra da, süreç içinde kristalleri şekillendirecek olan minerallere dönüşüyor.
1-2 milyon yıl önce:
Sıcaklık giderek düşüyor ve mineral zengini suyla dolu mağaralar oluşuyor. Bir tür kalsiyum sülfat olan anhidrit, mağara suyu içinde çözünmeye başlıyor.
600 bin yıl önce:
Mağaranın sıcaklığı, sudaki kalsiyum sülfatın selenit kristalleri oluşturması
için gerekli ideal sıcaklığa (yaklaşık 58°C) ulaşıyor. Devlerin içinde rahatsız olmaksızın büyüdüğü ortam şekilleniyor.
1985 civarı
Ocaktaki su düzeyini düşürebilmek için içerideki suyu pompalayarak boşaltan madenciler -farkında olmaksızın- mağaranın da kurumasına yol açtı. Artık su içinde yer almayan kristallerin büyümesi durdu.
Mağaracıları ölümcül sıcak çarpması riskiyle yüz yüze bırakan aşırı sıcak, Kristaller Mağarası’na girişin bedeli.
Kristaller insan trafiği, yağmacılar ve içerideki nem yoğunlaşması nedeniyle zarar görebilir. Maden ocağı sahipleri girişlere kısıtlama getirmeye çalışırken, araştırmacılar da mağaranın yasal koruma altına alınması umudunda. Şimdi sizi mağaranın diğer fotoğrafları ile başbaşa bırakıyorum. İyi seyirler…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder