Buraya Reklam Verebilirsiniz

Amniyoskopi

Ultrasonografinin yanı sıra amniyoskopi yani bebek torba sıvısının incelenmesi de sık başvurulan bir yöntemdir.

Amniyoskopi hastaneye yatmayı ve özel bir hazırlığı gerektirmez. Uygulanması çok kolaydır ve hızlı sonuç alınır. Tanı için çok önemli veriler sağlar. Amniyoskopi yöntemi yaygınlaştıktan sonra rahim içi bebek ölümlerinde büyük bir azalma olduğu saptanmıştır.
Bebek, oksijen ve besinini plasenta aracılığı ile sağlar ve yine plasenta yoluyla karbondioksitini atar. Bebeğin normal bir gelişmeye ve yapıya sahip olması için yeterli düzeyde kanla beslenmesi gerekir. O halde bebeğin sağlığı için plasentanın işlevlerinin normal olması zorunludur.
Birçok hastalık plasentada bozukluklara yol açabilir. Ancak, bu durumlarda bebeğin etkilenmesi birdenbire olmaz; oldukça yavaş bir süreç söz konusudur. Bebek, birtakım önlemler alarak yaşamını sürdürür. Örneğin, oksijen tasarrufuna gider.



Dolaşımda "Merkezi" leştirme İlkesi

Plasentanın bebeğe sağladığı oksijenin normale göre az olduğu durumlarda bebek, beyin ve kalp gibi oksijene en çok gereksinimi olan organlarına öncelik tanır. Bu iki organ için ayrılan oksijen miktarını normal düzeyde tutmak için de, öteki dokulara ayrılmış kan miktarının oranını düşürür. Bu yüzden bu organlar yeterince gelişemez. Örneğin, barsaklar, bebeğin yaşamını sürdürmesi için çok zorunlu organlar değildir. Bu gibi durumlarda barsaklara verilen oksijen miktarı azaltılır. Ama, oksijen çok düşük bir değerin altına inerse ( hipoksi ), barsaklarda peristaltik hareketler meydana gelir; yani barsak kasları kasılır ve büzgeçlerin gevşemesi sonucu dalga biçiminde bir hareket oluşur.

Amniyon Sıvısında Renk Değişikliği   

Amniyon sıvısı normalde saydam ya da süt gibi beyazdır. Amniyon sıvısının (dölüt torba sıvısının) rengini değiştiren en önemli madde, mekonyumdur. Mekonyum bebeğin ilk dışkısı olup, yeşil renktedir. Bu ilk dışkı salgı bezleri tarafından salgılanan maddelerden, barsak hücrelerinin döküntülerinden, sindirilmiş amniyon sıvısından oluşur. İlk dışkı, amniyon sıvısının rengini yeşilimsi sarı yapar.

Eğer sıvı, yeşilimsi sarıysa, içine ilk dışkı ( mekonyum ) karışmış demektir. Ancak bu bulgu her zaman bebeğin oksijensiz kaldığını göstermeyebilir; seyrek de olsa normal bir gebelikte de yeşilimsi sarı amniyon sıvısı görülebilir.

Amniyon sıvısının renginin incelenmesi, bebeğin oksijen azalmasına karşı gösterdiği tepkinin saptanması amacı ile yapılır. Yeşilimsi sarı renkte bir sıvı, bebeğin yeterli oksijen alamadığını gösterir.

Gebeliğin sonuna doğru, serviks, düzensiz aralıklarla gerçekleşen rahim kasılmalarının etkisiyle yavaş yavaş dönüşüme uğramaya başlar. Bu dönemde servikse ( dölyatağı boynuna ) parmak sokarak bebek ve amniyon sıvısını içeren zarlara değmek mümkündür. Bu zarlar çok incedir ve doğum sırasında kasılmaların etkisiyle kendiliklerinden parçalanır. Bu zarlar saydam olduklarından içerisindeki amniyon sıvısının görülmesini sağlarlar.


Amniyoskopi


Bu inceleme amniyon sıvısının (dölüt torba sıvısının) renginin saptanması için yapılır. Servikse, çapı 15-25 mm olan metal bir boru sokulur. Sonra, boruya küçük bir lamba yerleştirilir. Hekim buradan bakarak, sıvının rengini inceler.

Hekim iki parmağını kullanarak, serviksi sabit tutar ve boruyu (amniyoskop) rahme sokar. Normal olarak kadın hiç acı duymaz (ancak, serviks biraz kapalıysa, genişletmek için amniyoskopla hafifçe zorlamak gerektiğinde acı duyabilir). Kuşkusuz, incelemeyi kolaylaştırmak için hastanın kendini gevşek bırakması gerekir. Amniyon sıvısı normal olarak beyaz ya da saydamdır ve içinde bebeğin derisinden dökülen hücreler yüzer. Amniyon sıvısının renginin normalden farklı olduğu bütün durumlarda, ebeğin rahim içindeki durumunun ağırlaşmaması için bir an önce doğumu başlatmak gerekir. Sıvının saydam oluşu, bebeğin sağlık durumunun kesinlikle iyi olduğunu gösterir ve en az 24-48 saat yaşamını sürdüreceği kesindir. Bu süre geçtikten sonra, bebeğin durumunu yeniden değerlendirmek için, yeniden bir inceleme yapmak gerekir. Doğum sancıları kendiliğinden ortaya çıkana ya da renk değiştirmiş bir sıvıya rastlanana kadar bu inceleme sürdürülerek bebeğin dölyatağı içinde ölmesi kuramsal olarak önlenmiş olur.

Fetoskopi (Bebeğin Gözlenmesi)  

Doğumsal kusurların doğum öncesi tanısı için geliştirilen,  "Fetoskopi" denilen yöntem ile bebek çıplak gözle incelenebilir; hatta amniyon sıvısından ve bebeğin kanından örnek alınabilir. Hekim rahim içine sokulan fetoskop aygıtıyla bebeği gözler. Fetoskopun çapı tipine göre yaklaşık 2 1/2 mm arasında değişir. Fetoskopu rahme sokmak için karın derisi lokal anestezi yapıldıktan sonra yarılır. Bu, amniyoskopiye göre daha karmaşık bir yöntem olduğundan, gebe hastaneye yatırılmalıdır. Plasentanın yeri ve bebeğin durumu amniyoskopide olduğu gibi burada da ultrasonografi ile saptandıktan sonra fetoskop rahme sokulur. Bebeğin gözle görülmesinde, dolayısıyla gelişme kusurlarının olup olmadığının saptanmasında yararlı olmanın ötesinde, fetoskopinin en büyük üstünlüğü, bebek kanından örnek almaya olanak sağlamasıdır. Fetoskopa ince uzun bir iğne yerleştirilerek, göbek kordonundaki bir kan damarından bebeğin kanını almak mümkündür.

Kan örneği üzerinde çeşitli incelemeler yapılabilir. Kan örneği üzerinde yapılan incelemelerden biri Cooley hastalığının doğum öncesi tanısı amacına yöneliktir.

Cooley hastalığı kalıtım yoluyla geçen ağır bir kan hastalığıdır. Bozuk geni taşıyan anne-babanın dört çocuğundan birinde görülür. Yani hastalığa yakalanma olasılığı % 25'tir. Bu durumlarda fetoskopi denenebilir; çünkü tanınması istenilen hastalığın ortaya çıkış olasılığı çok yüksektir (% 25). Oysa, amniyoskopinin düşüğe yol açma olasılığı çok daha düşüktür (% 1-2). Bu tehlike rahatlıkla göze alınabilir.
Amniyoskopi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Uyarı

Bu sitedeki içerikler tanı ve tedavi amaçlı değil, tamamen bilgilenme ve sağlıklı kalma konusunda tavsiye amaçlıdır. Burdaki bilgilerin tanı ve tedavi amaçlı kullanılmasından doğacak sonuçlardan sitemiz sorumlu tutulamaz. Sağlık ile ilgili bir probleminiz olması durumunda bir doktora başvurmalısınız.