Buraya Reklam Verebilirsiniz

Hep 30'lu Yaşlarda Kalmak. Nasıl mı?

Hep 30'lu Yaşlarda Kalmak. Nasıl mı?

“Her yaşın ayrı bir güzelliği olduğu kadar, her yaşın da ayrı bir beslenme şekli vardır” diyen Uzman Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, hep 30’lu yaşlarda kalmanın en doğal reçetesini çıkardı:

• Su, doğanın hazırladığı en etkili gençlik iksiridir. Hücrelerinizin uzun ömürlü ve genç kalmasını istiyorsanız, mutlaka su tüketimine özen gösterin. Kadınlar için 30’lu yaşlardaki ortalama su ihtiyacı 2 litredir. Cildinizdeki nem kaybını engellemek arzusundaysanız, saçlarınızın kuruyup kırılarak dökülmesini istemiyorsanız ya da yediklerinizi enerjiye çevirmeyip kilo almaktan çekiniyorsanız, lütfe su tüketimine özen gösterin.


• 30’lu yaşlar cinselliğin keyifli geçebileceği özel yaşlardır, bu yaşlarda hormon kalitenizin devamlılığını korumak adına çinko mineralini hayatınızdan eksik etmeyin.

• Bu günleri sonradan unutmak istemiyorsanız B12 vitaminine dikkat edin. Yorgunluk, halsizlik ve unutkanlık bu yaşlarda çoğu zaman çalışma temposunun yüksekliğine yorulur; ama sebep olarak B12 eksikliği atlanır. Oysa B12 eksikliği ilk belirtilerini bu yaşlarda vermeye başlar. Artık yavaş yavaş deforme olan mideniz, B12 emilimini eskisi kadar iyi yapamaz hale gelir. Ne kadar B12’den yana zengin beslenseniz de vücudunuz ondan eskisi gibi faydalanamaz. Bunun sonucu unutkanlık, halsizlik, yorgunluk, hatta depresyon şikayetleri olur. Müdahalesi çok basit: kan değerlerinize baktırarak B12 takviyesi almak.

• Düzgün bir postüre sahip olmak için kalsiyuma ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Düzgün bir duruş, güçlü bir iskelet yapısı gençliğin en güzel belirtisidir. Yıllarca bu hazineye sahip olmak için kalsiyum anahtarını cebinizde bulundurmalısınız. İlerleyen yaşlarda ‘gençliğimde daha uzundum’ demek istemiyorsanız –ki bu kemik erimesini anlatan bir cümledir- 30’lu yaşlarda sütten, yoğurttan, peynirden alacağınız kalsiyumun değerini bilin.

• Güçlü bağışıklık için D vitaminini eksik etmeyin. 30’lu yaşlarda sık sık hasta olmak ‘artık yaşlandık’ cümlesine neden olur. Güçlü bir bağışıklığa sahip olmaksa gençliğin en değerli belirtisidir. D vitamini depolarınızı dolu tutmanın tek yolu da güneş! Üç haftalık güneş tatili, doğanın en özel sağlık reçetesidir.

• Cilt elastikiyetinizi korumak için C ve E vitamini alın. Size bu vaadi sunan kremlerin içinde bu vitaminler vardır. C vitamini, meyve ve sebzelerden her mevsim rahatlıkla karşılayabileceğiniz bir vitamin. E vitamini yağlı tohumlar ve bitkisel yağlardan karşılayabilirsiniz.

• Kilonuzu yönetmek için 2-2.5 saatlik aralıklarla beslenin. Sık kilo değişimleri bu yaşlarda bedenin, özellikle de cildin hızla yaşlanmasına neden olur. Yiyecekler üzerinde oluşturacağınız zaman yönetimi, beraberinde size miktar yönetim alışkanlığı da kazandıracaktır.

• Dikkat! Bu yaşlarda karın çevreniz yağlanmaya başlıyor. Evet, düşük belli pantolonlarımızın verdiği sinyaller doğru; karın çevreniz yağlanıyor. Karın çevresi yağlanması insülin hormonunuzun fazla salgılandığı anlamına da gelebilir. Fazla salgılanan insülin hormonunu kontrol altına alamazsanız eğer, bel çevreniz daha da genişleyebiliyor ve kilo vermek daha da zor olabilir. İmdat! Biri bizi bu kısır döngüden kurtarsın!

• Antioksidan desteği için daha çok sebze, daha çok meyve tüketin. Her mevsimin meyve ve sebzesinin rengi farklıdır çünkü doğa bizim ihtiyaçlarımıza göre seçer meyveleri. Bu renkler antioksidanların da göstergesidir. Tek yapacağınız, bir manavdan bütün mevsim renklerinden sebze-meyve almak ve gün içerisinde onlara sırayla yer vermek.

• Eklem yerlerinizdeki sıvıları korumak için Omega 3 tüketin. Omega 3 dendiğinde, kalp sağlığı ve beynin yaşlanma sürecini yavaşlatması gelir akla. Bir diğer faydası da eklem yerlerindeki sıvı miktarının korunmasını sağlamaktır. 30’lu yaşlar tam da bu zamanlardır! İlerleyen yaşlarda da rahat rahat bacak bacak üstüne atmak, topuklularla rahat yürümek istiyorsanız, Omega 3 tüketin.

• 30’lu yaşlarda aşk bir başkadır. Ama 30’lu yaşlarda yaşanan aşklar hem kalp hem de akılla yaşanır. Lütfen partnerinizle çıkacağınız ilk akşam yemeğinde bir balık restoranını tercih edin. Balık sağlıklı, genç bir kalp ve beyin için vazgeçilmez bir besindir. Hem aklıyla hem kalbiyle aşk yaşamak isteyen kadınlara mutlaka balık öneriyorum.

• Unutmayın, kırmızı etle capcanlı olursunuz. Cildiniz oluk gözüktüğünde ilk tepkiler ‘senin mutlaka kansızlık problemin var’ biçiminde olur. Bu tepki göz ardı edilmemeli. Kadınların kırmızı ete demir için mutlaka ihtiyacı var. Kırmızı eti haftada iki öğün tercih ederseniz, demir ihtiyacınızı rahatça karşılayabilirsiniz. Cildiniz de canlılığını kolaylıkla sürdürür.

• Ruhunuzu doyuran gıdaları keşfedin. Belki de çoktan keşfettiniz ve ofisinizdeki ilk çekmeceye de koydunuz; ama oraya uzanmamak için de elinizden geleni yapıyorsunuz. Biliyoruz ki çekmecedeki aşkınız çikolata! Ve bu kadar fırtınalı bir ilişki yaşamanıza gerek yok! Günün belirli saatini ona ayırmanız, ilişkinizi daha düzeyli kılabilir.

• Gerçek mutluluk sporda ama bu mutluluğu keşfetmek için en az 15 gün beraber olmalısınız. Sonrasında inanın, sporun yerini hiçbir şey tutamayacak. Sadece hayatınızda ne kadar ve ne şekilde yer alması gerektiğine karar verin ve ilişkiniz için en az 15 gün devamlılık sağlayın. Sonrasında yaşadığınız mutluluk, spor alışkanlığının devamlılığını kendiliğinden sağlayacaktır. Bu yaşlarda pilates, yüryüş, yüzme, yoga, tenis tercih edebileceğiniz keyifli spor dallarıdır. Amacınız yarışlara katılmak değilse her gün saatlerce spor yapmayın ve sporu sadece kilo vermek için tercih etmeyin.

• Maden suyu, doğanın cildinize armağanıdır. Günde mutlaka iki şişe tüketin. Maden suyunu cildinize de uygulayabilirsiniz. Doğal mineral kaynağı olan maden suyu, cildinizi hem içten hem dıştan besleyen en doğal maddelerdendir.

• Tarçın kokusu ve lezzeti kadın ruhunun vazgeçilmez tatlı isteğini kontrol altına alıyor dersek ne dersiniz? Yarım çay kaşığı tarçın lezzetiyle tatlıyla ilişkiniz kolay olacak.

• Günlerinizi planlayın, mutlaka bir günlük tutun ve yediğiniz yiyeceklerle saatleri not alın. Ardından, beslenme günlüğünüzü bir diyetisyenle birlikte değerlendirin.

• Fazla kilolarınızdan 30’lu yaşlarda kurtulun. Kilo verdikten sonra cildinizin kendini toparlayabilmesi için daha fazla gecikmeyin. 12 kilonun üstünde bir fazlalığınız varsa bu yaşlarda onlardan mutlaka kurtulmalısınız. Cildinize en son müdahale edebileceğiniz zaman da yine bu yaşlar.

• Alkol tüketim sıklığını ve miktarını mutlaka kontrol altına alın. Şu bir gerçek ki cildinizde şişede durduğu gibi ışıltılı durmuyor! Vücudunuza yaşattığı su kaybıyla cildinizi biraz daha yaşlandırıyor. Alkol alırken mutlaka su tüketimine özen gösterin. Her bir kadeh için bir bardak su için. Hem sağlığınız, hem de cildiniz için 25 gram alkolün üzerine çıkmayın. 25 gram alkol, 200 ml şarap, 50 ml viski, votka, rakı ve 500 ml bira anlamına gelir. Haftada en fazla iki-üç gün alkol tüketimi cildiniz ve sağlığınız açısından doğru bir seçimdir.

• Sigara cildinizi, bedeninizi, organlarınızı, damarlarınızı, saçlarınızı, ellerinizi ve dudaklarınızı yaşlandırır. Bu olumsuz etkilerden kendinizi korumanın tek yolu sigarayı bırakmak ve düzenli olarak C vitamini içeren besinler tüketmek.

• Güzel ve pürüzsüz bacaklar için varislere dikkat! Kadın olmak ve varisler, erkek ve göbekli olmak kadar doğal karşılanıyor artık. Oysa bu iki durum da müdahale gerektiren örneklerdir. Kadınlar varis problemlerine bu yaşlarda mutlaka müdahale etmeli. Bu dönemde varis probleminin başlıca nedenleri arasında kilo sorunu da yer alır. Hareketsiz yaşam tarzı veya topuklular üzerinde geçen hareketli bir yaşam varislere neden olabilir. Ya da annenizden size kalan ve saklanmaması gereken bir miras da olabilir bu. İlk müdahale, mutlaka kilo problemlerinden kurtulmak olmalı. Diğeri doktor kontrolü. Meraklanmayın; varis artık çok kolay tedavi edilen bir sağlık problemi.

• Ve selülit! Bacaklarınızın güzelliğine gölge düşürebilecek bir sorun daha! Selülitten kurtulmak mı istiyorsunuz? Bacaklarınıza düzenli masaj yapın. Bol posalı beslenin. Şekerden vazgeçmeyi deneyin. Tuzu azaltın. Su tüketimini artırın y ada kilonuzu ideal aralıkta tutmaya gayret gösterin.

• Asla düşük kalorili diyetler uygulamayın. Çünkü bu sizi yaşlandırır! Yağsız diyetler cildinizin çok çabuk yaşlanmasına neden olur. Aslında çevrenizden bu uyarıları sıklıkla duyarsınız; ama hızla zayıflamanın verdiği haz yüzünden dikkate almazsınız! Oysa cildinizdeki çöküklük ve yorgunluk, diyetinizin hem yanlışlığının ispatıdır, hem de hızlı yaşlanmanın nedenidir. Lütfen zayıflama diyetlerini bir diyetisyen kontrolünde yapın.
• Sağlık için küçük sinyallerle doludur 30’lu yaşlar… Bu nedenle aile ağacınızı iyi sorgulayın ve uzman doktor eşliğinde risklerinizi belirleyin. Bu yaşlarda alacağınız önlemler, hastalıkları hayatınıza sokmamak adına oldukça önemlidir.

• 30’lu yaşlar doğurganlığın kadın için armağan yaşlardır. Yeni bir canlıyı dünyaya getirme hissini hem bedeninizde hem de ruhunuzda hissetmeye başlarsınız. Bu eşsiz sürece hazırlık için kadınların gerekli sağlık muayenelerinden geçmiş olması önemlidir. Hayatınızda mutlaka kadın sağlığı uzmanı bir doktor bulunsun ve yıllık muayenelerinizi kesinlikle atlamayın.

• Bu yaşların uykusu, güzellik uykusu gibidir… Uyku düzeninize dikkat edin. Dinlenmiş bir yüzle güne başlamak için 7-8 saatlik uyku almaya özen gösterin. Uyku saatlerinizi bir düzene oturtun. Bu, vücudunuzu daha da keyiflendirecektir..
• Kadınların sihirli meyveleri çilek, kiraz, kırmızı üzüm, nar, yabanmersini, kuşburnu, mürdüm eriğidir. Bu meyvelerim damar ve hücre kaliteniz üzerindeki etkisiyle yıllara meydan okuyabilirsiniz.
• 30’lu yaşlarda sabah yorgunluklarıyla yataktan kalkmak zordur, gülümsemek zordur, işe gitmek zordur, günü yaşamak zordur. Bütün bu zorlukların altında folik asit, demir, B12, D vitamini, çinko eksikliği olabilir. Fizyolojik depresyonun gizli ajanları olan bu vitamin ve mineral değerlerinizi önemseyin ve takip edin.
• Düzenli çalışan bir sindirim sistemi; keyifli ve konforlu bir hayat, hızlı çalışan bir metabolizma, kaliteli vitamin ve mineral depoları demektir. Sindirim sisteminize iyi bakın. Posalı yiyecekleri; sebze ve meyveleri diyetinize katın.
• 30’lu yaşların çay keyfi bambaşkadır. İşte ruhunuza ve bedeninize hitap eden çaylar: yeşil çay, kuşburnu, rezene, ıhlamur, mate, rooibos çayı, ekinezya ve beyaz çay. Bir çay listesi yapın ve günde beş fincana kadar çeşitlendirerek tüketin. Sindirimden dolaşım sistemine, iştah kontrolünden cilt kalitesine kadar pek çok fayda sağlayan bu çayların, doğanın bir başka armağanı olduğunu unutmayın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Uyarı

Bu sitedeki içerikler tanı ve tedavi amaçlı değil, tamamen bilgilenme ve sağlıklı kalma konusunda tavsiye amaçlıdır. Burdaki bilgilerin tanı ve tedavi amaçlı kullanılmasından doğacak sonuçlardan sitemiz sorumlu tutulamaz. Sağlık ile ilgili bir probleminiz olması durumunda bir doktora başvurmalısınız.